Gazetecilik Özgürlüktür!
Demokratik hukuk devletlerinde basın suç değil, tam aksine basın özgürlüğü anayasa tarafından korunmaktadır. Türkiye’de de Anayasa’nın 28. maddesi basın özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Bu güvence, yasama, yürütme, yargı erklerinin yanında “4. kuvvet” olarak tanımlanan basının görevini yerine getirebilmesi için hayati önem taşımaktadır.
Basın, halkın bilgi alma hakkını yerine getirerek kamuoyunu bilgilendirir ve aynı zamanda kamu adına denetim görevini üstlenir. Ancak Türkiye’de, anayasasında “demokratik, laik, hukuk devleti” ilkesini benimseyen ve basının sansür edilemeyeceğini belirten 28. maddesi bulunan ülkede, özgür basın ve muhalefet baskı altındadır.
Son örnek olarak, Halk TV’de çalışan beş meslektaşımızın bir haber nedeniyle gözaltına alınması gösterilebilir. Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklanırken diğer meslektaşlarımız yurtdışı yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar.
İş yerlerinden, evlerinden polis marifetiyle alınıp götürülen meslektaşlarımız, uzun yıllar mesleğini dürüstlükle ve özveriyle yapan gazetecilerdir. Bu muameleye maruz kalmalarının sebebi, Halk TV’de yayımlanan bir haberdir.
Basın özgürlüğüne yapılan bu müdahaleler, demokrasiye vurulan bir darbedir. Basının kamuoyunu doğru bilgilendirme görevi, demokratik toplumlarda vazgeçilmez bir unsurdur. Suat Toktaş ve meslektaşlarımızın en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmaları ve gazeteciliklerini özgürce sürdürmeleri en büyük temennimizdir.
Çünkü demokrasilerde gazetecilik suç değil, özgürlüktür!
