Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’nin “Müze ve Kültür Alanı” olarak kullanılması kapsamında 11 Ekim 2022’de Adalet Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında imzalanan protokolün ardından Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’ne devredildi.
Diyarbakır Anıtlar Bölge Müdürlüğü ile Kültür Turizm Bakanlığı tarafından Madde 21 B ile (Pazarlık usulü) 17 Mayıs 2023 tarihinde 11 milyon 425 bin 378 lira bedelle ihale açıldı. 7 Haziran’da imzalanan sözleşmeye göre ihale 11 milyon 250 bin lira bedelle en düşük teklifi veren Nuran Demirtaş’ın Ankara’da buluna firması Okyanus Mühendislik ve İnşaat A.Ş.’ye verildi.
Surajans’ta yer alan habere göre, 4 Temmuz 1980 tarihinde açılan ve 12 Eylül 1980 askeri darbe sonrası adı işkencelerle anılan, film, belgesel, kitap ve şarkılara konu olan, The Times’ın 2008 yılında yayımlanan “Dünyanın en kötü şöhretli 10 cezaevi” listesinde yer alan Diyarbakır Cezaevi’nin müzeye dönüştürülmesine dair TMMOB, 78’liler Derneği, TUHADFED ve KESK’in çağrıcısı olduğu bir basın toplantısı düzenlendi.
Barış Anneleri, il dışından gelen 78’liler girişimi, emek meslek örgütleri ve siyasilerin katıldığı toplantı, müze çalışmalarına başlanan Diyarbakır Cezaevi’nin yaşanmışlıklara ayna tutacak şekilde dizayn edilme amacıyla düzenlendi.
‘BİR UTANÇ ABİDESİ’
Toplantının açılış konuşmasını yapan 78’liler Derneği Başkanı Ahmet Ertak, Diyarbakır Cezaevi’nin müze olması için uzun süredir mücadele verdiklerini söyledi: “Bir utanç abidesi olarak ortada duran Diyarbakır Cezaevi’nin müzeye dönüştürülmesi için çok çetin bir mücadele yürütüldü. O dönemde vahşetin gösterilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması için bir talep ortaya atıldı ve bu siyasi partilere de ulaştırıldı. 100 bin imzalı bir talepti.”
‘BU SESE KULAK VERİLMELİDİR’
5 bloklu cezaevinin sadece bir bloKunun hafıza alanı olarak müzeye dönüştürüleceğini belirten Ertak, yapılan çalışmalardan bilgilerinin olmadığını söyledi. Diyarbakır 5 No’lu Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananların tanığı olarak, muhatap alınmadıklarına dikkat çeken Ertak, şu an yapılan çalışmalarda meydana gelecek bir hatanın ya da eksikliğin de tarihe geçeceğini ve toplumun bu hatayı unutmayacağını söyledi.
Yürütülen çalışmalara dahil edilme taleplerini bir kez daha yineleyen Ertak, “Bu mücadele karşısında yarın öbür gün halklar nezdinde lanetlenmesi için bu sese kulak verilmelidir. Dolayısıyla bu acıların hatalarla deşilmesi toplum vicdanında derin yaralar yaratır” dedi.
‘DUVARLAR KONUŞMAYABİLİR, ARKADAŞLARIMIZ KONUŞABİLİR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2010 yılındaki konuşmasında kullandığı “Diyarbakır Cezaevi’ndeki duvarlarının dili olsa da konuşsa” ifadesini hatırlatan Ertak, şöyle devam etti: “Orada yaşanan anılar halen tazedir. Bu salonda aramızda o dönemin acılarını yaşayan ve işkence tezgahında geçen arkadaşlarımız var. Duvarlar konuşmayabilir ama bu arkadaşlarımız çok rahat bir şekilde konuşabilir. Onların bu konuşmaları çerçevesinde burası insan hakları müzesine çevrilebilir.” (HABER MERKEZİ)